Ercan KANDEMİR – Çepni Boyu Derneği Genel Başkanı
Değerli okurlarım. Çepni Boyu yazılarına mevcut bir endişeye açıklık getireceğimiz yazıyla devam ediyorum.
Bizler daha önce yapılmamış bir yapının mimarlarıyız. Çepni Boyu’nun birliği, Büyük Seçuklu Devleti’mizin hükümdarı Sultan Alparslan ile birlikte 1071 Malazgirt Savaşı’ndan sonra Anadolu’ya girip Sivas merkezli kurulan Danişmendli Devleti’miz yıkıldıktan sonra dağılmıştır.
Aradan tam 8 asır, tam tamına 800 yıl geçmişti ve Çepni Türkleri ülkemizin ve dünyanın dört bir yanında dağınık olarak yaşamaktaydı. Tarih boyunca Çepni Boyu’nun yani Oğuz Kağan atamızın torunu olan Çepni Türk ailesinin birliğini sağlamak için ortaya çıkan olmamıştı. İşte biz bu durumdayken 2012 yılında ailemizin birliği için çalışmalara başladık.
Bazı akademisyenlerimiz ve yerel sivil toplum örgütlerinin liderleri Çepni Boyu çalışmalarına temkinli yaklaşmaktadırlar. Ya birileri Çepni bayrağı çekip ayrımcılık çıkarırsa diye.
Aile Kökenini Bilmek Türklüğü Pekiştirir
Bir Şalpazarılı ve Giresunlu, bir Balıkesirli veya İzmirli boydaşımız “Ben Çepniyim !” diyerek gururlanıyor. Tarihi ve köken olarak aidiyet bildirirken, soylu ve kültürlü oluşundan onur ve gurur duyarak bunu söylüyor. Hiçbir şekilde bir bölücülük meydana getiren bir durum gerçekleşmiyor. Aksine Türk oluşunda dip atasını yani en eski atası olan Çepni Bey’in adını söyleyerek Türk aidiyetini güçlendiriyor. Bu da “En sağlam ve en sahih Türklerdenim.” pekiştirmesini meydana getiriyor.
Buna dayanarak tüm ülke ve dünya genelindeki dağılmış olan bir ailenin birliği sizce bölücülük mü yoksa Türklüğün en köklü geçmişini ortaya koyarak güçlü bir milli birliktelik mi oluşmasını sağlar ?
İl Taraftarlığı Daha Çok Zarar Veriyor
İnanın ülkemizin il siyasi sınırlarına bölünmüşlüğü kadar köken araştırmalarının ve milyonlara dayanan soy birliği sağlamanın ülkemize sosyal açıdan zararı dokunmaz. Bu örneği şu gerçekliklerle somutlaştıracağım:
Günümüzde Sivaslı, Kayserili ve Trabzonlu, Samsunlu gibi halkı aynı kökenden olsa da il farklılığı sebebiyle oluşan ayrılıklar ve kavgalar meydana gelmektedir. Samsunspor ve Trabzonspor arasındaki, Trabzonspor Fenerbahçe arasındaki, Sivasspor ve Kayserispor arasında geçmişte yaşanan ciddi problemler gibi örnekler bu suni bölünmüşlüklerin ülkemize ciddi zararlar verdiğini az çok hepimiz bilmekteyiz.
Türkleri Boylar Oluşturur
Ancak Oğuzları oluşturan, Oğuz Kağan’ın 24 torunundan oluşan boyların olduğu ve bu 24 kişiden türeyen boyların da biyolojik olarak kardeş olduğu hususu ilkokuldan beri öğretilmektedir. Bu durumda Karadeniz’in hemen hemen tüm illerinin yoğunluk olarak Çepni Boyu’na mensup Türklerden meydana geldiği gerçeğini bilinçlere yerleştirmek siyasi sınırları doğal olarak ortadan kaldırmaktadır. Böylece Türk Milleti’nin kardeşliği geri dönülmez ve güçlü bir şekilde sağlamlaşmaktadır.
Kayseri, Malatya, Konya ve çevresinin yoğunluk olarak Avşar Boyu’na mensup Türklerden meydana geldiği gereği, biyolojik olarak kardeş boyumuzdan oluştuğunu bilmek Türk milli birliğini, dış güçlerin istemeyeceği şekilde güçlendirmektedir !
Köken Bilmek Bölücülerin Korkulu Rüyasıdır
Hatta köken araştırmaları Rum diye bizlere yutturulan, aslında biz Oğuz Türkleri’nden önce Karadeniz’e yaşamaya başlayan Trabzon’un doğusunda, Rize ve Artvin’de yaşayan Kıpçak Türklerini ortaya çıkartmaktadır. Bu da Yunanistan, İngiltere gibi Rumculuğu körüklemeye çalışan ülkelerin harcadığı milyonlarca doları çöp etmektedir !
Yoğunluklu olarak Alman ve Fransız istihbaratları Alevi soydaşlarımızı Türk milli birliğinden ayırmak için çeşitli oyunlar ülkemizde sergilenmektedir. Alisiz Alevilik, DHKP-C gibi çeşitli zararlı oluşumlar ve çeşitli bölücü odaklar Türk Milleti’nin parçalanmasına hizmet etmektedir.
Mezhepçiliğe Karşı Çok Önemli Bir Yapılanmayız
Aleviler üzerindeki oyunlarına karşı bizlerin Alevi Çepni boydaşlarımızla ve diğer Alevi Türk kardeşlerimizle bir araya gelmemiz, beraber sivil toplum çalışmaları yapmamız ve onları bilgilendirmelerimiz inanın Türk düşmanı, ülkemize düşman yapıları hiç sevindirmiyor ! Bizler inanç çeşitliliklerinin, dini farklılıkların aynı soydan, aynı kandan gelen insanları ayıramayacağını tüm ülkede işliyoruz. Bu da din, inanç ve siyaset ayrımı gözetmeksizin tüm Çepni Türklerini, tüm Türk soydaşları birbirine yakınlaştırıyor, birbirlerine güvendiriyor, onları birbirleriyle samimileştiriyor.
Peki; bir Trabzon derneği, bir Rize derneği, bir Kastamonu derneği veya futbol takımları ülkemizi bölmüyorsa, kimse Trabzonspor bayrağı çekip ben bağımsızlık istiyorum demiyorsa, bu sosyolojik, kültürel ve tarihsel olarak mümkün de değilse neden Oğuz Türkleri’ni meydana getiren 24 boydan biri olan birisi ben Çepni’yim dediğinde, Avşar’ım dediğinde veya Kayı Boyu’ndanım dediğinde ayrımcılık meydana gelsin ?
Soyunu Bileni Kimse Asimile Edemez !
Çepni’yim diyeni kimse Rumlaştıramaz, Avşar’ım diyeni kimse Ermenileştiremez, Kayı Boyu’ndanım diyeni kimse Yunanlaştıramaz, Bayındır Boyu’ndanım diyeni kimse Gürcüleştiremez çünkü bu milletimizin asimile edilmesinin önünde büyük bir Türk köken engeli oluşturur ! Köken bilimi Türk Milleti’nin koruma kalkanıdır.
Daha önce Muş Varto ve Bingöl Karlıova’da Şahsuvaroğulları örneğini vermiştim. Onlar tamamen Kürtleşmişlerdi. 2016 yılında yaptığım bir araştırmayı yayınlamıştım ve Şahsuvaroğulları’nın Çepni Boyu’na mensup Türkler olduğunu ortaya koymuştum. O günden bu yana onlarca kişi Türklüğe geri döndü.
Van’da yaşayan Küresünni Aşireti’ne mensup Çepni Türklerini sürekli işliyor ve paylaşıyoruz çalışmalarımızda. Bize onlarca yorum geldi: Ben kendimi Kürt zannediyordum, sizin çalışmalarınızı okuduktan sonra öğrendim ki ben Çepni’ymişim, Türk’müşüm diyen onlarca yorum…
Değerli büyüklerim, değerli okurlarım, değerli sivil toplum liderleri. Şimdi sizlere sormaktayım:
Yüzlerce akademik makalelerde, devletimizin okullarında, bizlerin yıllardır milyonlara ulaşan paylaşımlarımızda, bilgilendirmelerimizde Çepni, Avşar, Kayı, Eymür gibi kadim boyların Türk Milleti’ni oluşturan parçalardır. Bu parçaların birinin olmaması durumunda Türk tarihi ya da Türk milleti de olmaz. Çünkü Çepni Boyu İç Anadolu ve Karadeniz’i, Balıkesir ve çevresini fetheden boydur. Avşarlar Konya ve Akdeniz’de etkin olmuş, günümüz İran coğrafyasında etkin olmuş, fetihler yapmış boydur, Kınık Boyu Büyük Selçuklu’yu ve Anadolu Selçuklu’yu kurmuş boydur, Kayılar koca Osmanlı Devleti’ni kurmuş ve 600 yıl dünyaya hükmetmiş boydur. Birini çıkarırsak geriye ne kalır ? Ve bir Çepni, Çepni olduğunu bilmezse dış etkenlerin bölücü çalışmaları sebebiyle ya Rum’um demeye başlıyor ya Laz’ım demeye başlıyor…
İşte tüm bunların karşısında biz tüm bu endişelerle Türk Milleti’nin altını oymaya çalışanların karşısında duran yıkılmaz bir Türk bendi gibi durmaktayız. Sadece biz Çepni Boyu Birliği mücadelecileri değil, Avşar, Kızık, Bayındır, Eymür, Yörük Türkmen, Kıpçak gibi diğer boy ve gruplardan soydaşlarımız aynı hissiyatlarla ve tüm imkansızlıklara rağmen yılmadan, yıkılmadan köklü Türk Milleti için çalışmalarına devam etmektelerdir.
Tüm Türkçülere, Türk köken koruyucularına, soydaşlarıma, boydaşlarıma selam olsun.