KÜRESÜNNİ SORUNU
Ercan KANDEMİR – Çepni Boyu Hareketi
Türk Milleti ve Tarihten Günümüze Hoşgörü Anlayışı
Türk Milleti, yüzyıllar boyunca geniş coğrafyalarda hüküm sürmüş, sayısız medeniyete ev sahipliği yapmış ve dünyaya yön vermiş bir millettir. Gazneliler ve Babürler Hindistan ve Afganistan’ı; Selçuklular İran’ı; Tolunoğulları, Eyyubiler, Memlükler ve Osmanlılar ise Arap coğrafyasını yönetmiş; Osmanlılar, Kuzey Afrika ve Balkanlar başta olmak üzere pek çok bölgeye yüzlerce yıl adaletle hükmetmiştir. Bu güçlü Türk devletleri, yönetimleri altındaki halklara hiçbir zaman zorbalıkla veya asimilasyon politikalarıyla yaklaşmamış, ırkçılıktan uzak durmuştur.
Türk Milleti’nin tarih boyunca hoşgörüye dayanan ahlak anlayışı, baskıcı tutumlara ve zorbalığa yer vermemiştir. Ancak buna rağmen, Türkler tarih boyunca asimilasyon, zorbalık ve katliam gibi ağır bedeller ödemek zorunda kalmıştır. Günümüzde Anadolu’yu yurt edinmiş olan Türk Milleti, farklı etnik kökenlere sahip insanlara da aynı hoşgörü ve saygı ile yaklaşmaya devam etmektedir. Ne var ki, bu hoşgörü bazen, diğer topluluklarla iç içe yaşama sürecinde asimilasyona uğrama noktasına kadar gitmiş; özellikle doğu ve güneydoğu bölgelerinde yaşayan milyonlarca Türk, Kürtlerle kaynaşarak kendi kimliğinden uzaklaşmıştır.
Türk Milleti ve Irkçılık İddiaları
Buna rağmen, Türk Milleti haksızca ırkçılık ve faşizmle suçlanabilmektedir. Bu durumdaki en büyük sebep Türkiye Cumhuriyeti’ni savaşarak kuran Türk asli unsurun hakim olmasıdır. Bu hakimiyeti kırmak için iç ve dış örgütlenmeler Türk asli unsuruna her türlü sosyal, kültürel baskı ve terörizm yaşatmaktadır.
Sıklıkla, sadece “Türk’üm” diyen bir insan dahi ırkçılıkla itham edilmektedir. Oysa bir insanın soyunu, köklerini, ailesini sevmesi ve savunması, asla faşizm olarak değerlendirilemez. Bu suçlamalar, aslında karşı tarafın önyargılarını ve tahammülsüzlüğünü,faşistliğini ortaya koymaktadır.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Yaşayan Türklerin Durumu
Günümüzde Türkiye’nin batı bölgelerine göç eden Kürt vatandaşlarımız, her türlü ticari faaliyeti rahatlıkla yapabilmekte, işlerini kurup büyütebilmektedir. Etnik kökenlerinden ötürü herhangi bir ayrımcılığa maruz kalmamaktadırlar. Ancak, bir Türk vatandaşının Hakkâri, Van gibi Kürt nüfusunun yoğun olduğu şehirlerde iş kurma girişiminde bulunması hâlinde, pek çok zorlukla karşılaştığı gözlemlenmektedir.
Van’da Küresünni Çepnilerinin Durumu
Van’da yaşayan Küresünni Çepni topluluğu, tarihsel bağlarını ve kültürel kimliğini koruma mücadelesi verirken, zaman zaman ayrımcılık ve baskılara maruz kalmaktadır. Türk Milleti’nin tarihsel hoşgörü anlayışıyla, farklı kültürlerle uyum içerisinde yaşama yaklaşımı bu zorlukları aşmada en büyük temennidir.
Küresünni Çepni Türkleri bölgede sosyal baskı ve ön yargıya maruz kalmışlardır. Bu durum yaşadıkları sosyal çevrede işlerinin sürdürülebilirliğini olumsuz etkilemiştir.
İşletmelerine karşı rekabetçi olmayan tutumlar sergilenmiş, Küresünni Çepnilerinin iş yerlerine karşı dayanışma gösterilmiş, işletmeleri zor durumda bırakılmıştır.
Sürekli olarak önyargı veya olumsuz bir muamele ile karşılaşmışlar, bölgede yaşamaya çalışan Çepni boydaşlarımızın motivasyonunu ve psikolojik dayanıklılıkları olumsuz etkilenmiştir. Bu tür bir ortamda, uzun vadede Çepni Türkleri yıpratılmış ve göçe mecbur bırakılmıştır.
Seçimleri Boykot Etmişlerdi
Küresünni Çepni Türkleri; bölgede yaşayabilmek ve aile birliklerini ayakta tutabilmek için siyaseten güçlü olmaya çalışmışlardır. Ancak siyasi mekanizmalar bu durumu göz ardı etmişler, Çepni Türkleri dahil olmak üzere bölgedeki Türk nüfusa gerekli destek sağlanmamıştır. Siyasette yeteri kadar temsil edilmemişlerdir. Bu sebeple 2015 yılında seçimleri boykot etmişlerdi.
Dönemin Küresünniler Düşünce Platformu sözcüsü Ferhat ATACAN Boydaşımzı, “Van’da nüfusumuz yaklaşık 150 bin civarında, oy potansiyelimiz de 30-40 bin civarında. Ama bugüne kadar ne yazık ki yaşadığımız bu topraklarda hiç yönetimlerde olamadık” demişti.
“Hep Ötekileştirildik”
Boydaşımız ATACAN, “Biz Türk kökenliyiz. Biz genelde küçümsenen bir toplum olduk. Hep ‘Acem’ dendi bize, Acem olmadığımız halde hep ötekileştirildik. Kimliğimizi bu çatışma ortamından dolayı gündeme dahi getiremedik.” diye de eklemişti.
Van’dan Göçüyorlar !
Ötekileştirilmeye, yok sayılmaya maruz kalan Küresünni Çepnileri günden güne bölgeyi maalesef boşaltıyorlar. Antalya, Bursa, İstanbul gibi illere göç edip ülkemizin doğusunu terk ediyorlar milyonlarca Türk soydaşımız gibi !
Küresünniler Kürtleştirilmek istendi, HDP gibi PKK’nın siyasal uzantısı partilere mecbur bırakılmak istendi, bölgede PKK baskısı, tehdidi ve şantajına uğradılar ama sonuna kadar dik durdular. Ancak ve maalesef günümüze geldiğimiz durumda bu kutlu Çepni Türk aşireti Küresünniler bölgeden göç ediyor !
Devletimizin bu durumu görmezden gelmesi büyük bir stratejik hatadır ! Pembe söylemlerle, hepimiz aynıyız, hepimiz biriz gibi içi boş söylemlerle sorunu geçiştiremeyiz. Çünkü bölge HDP gibi Kürdistancı bir yapının elinde. Dünyada, Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı içte ve dışta bölücü faaliyetler güdülmektedir. Ülkemizde bir Kürdistan kurulmak istenmekte, doğumuzdaki ve güney doğumuzdaki Türk unsurları tamamen yok edilmek istenmektedir.
Hal böyle iken Türkiye Cumhuriyeti Devletinin asli unsurlarının, asli destekçilerinin söz konusu bölgelerden göç edilmek zorunda bırakılmasına göz yumulmamalıdır.
Küresünni Çepni; Türk oldukları için büyük bir ırkçılığa ve faşizme maruz kalmışlardır.
Ülkemizde Türkler her türlü iftiraya, suçlamaya maruz bırakılmıştır. Türkler; kendi kanıyla, canıyla, emekleriyle kurdukları ülkesine karşı adeta yabancılaştırılmış ve ortaya bir Türk sorunu çıkartılmıştır.