KÜRESÜNNİ ÇEPNİLERİNİN KİMLİK MÜCADELESİ VE YENİ ZORUNLU GÖÇÜ

Ercan KANDEMİR – Çepni Boyu Derneği Genel Başkanı

Çepni Boyu ve çalışmalarımız ile alakalı yazı dizileri kaleme almaya başladım. Çepni Türkmen çalışmalarının Türk Milleti ve Türk Vatanı için önemini kaleme aldığım yazılarımdan sonra bu makale çalışmalarımızın doğruluğu anlamında somut bir delil olacaktır.

2012 yılında başlattığımız Çepni Boyu Birliği çalışmaları, yüzyıllardır Anadolu’nun doğusunda unutulmaya yüz tutmuş olan Küresünni Çepni Türkleri için de ülke genelinde onları tanıtma ve tarih sahnesinde yeniden görünür kılma amacı taşımaktaydı. O dönem Van ve çevresinde yaklaşık 300 bin nüfusa sahip olan Küresünni Çepni Türkleri, bugün ne yazık ki 120 bin dolaylarına kadar düşmüştür. Bu ciddi nüfus kaybının temelinde, bölgede yaşayan Kürt grupların uyguladığı ticari, sosyal ve kültürel baskılar sonucu meydana gelen zorunlu göçler bulunmaktadır.

Türk tarihinin en köklü boylarından biri olan Çepniler, Malazgirt Zaferi’nden itibaren Anadolu’nun batısından doğusuna kadar her bölgede varlık göstermiştir. Ancak özellikle Doğu Anadolu’nun bazı bölgelerinde, Çepni ve diğer Türk kökenli topluluklar zamanla kendi öz Türk kimliklerinden uzaklaştırılmıştır. Özellikle PKK terör örgütü ile mücadelede uygulanan bazı hatalar bölgeden Türk nüfusunun kaymasına ve erimesine yol açmıştır.  Bu Doğu Türklüğünün yalnız bırakılışına sebep olmuş, birçok Türk’ün tarihsel köklerinden kopmasına neden olmuştur.

Son dönemde Van Erciş’te yaşayan Kırgız Türklerinden işletmeci Kanatbek Aytaç’ın uğradığı Kürt baskısı ve ırkçılık meseleyi en somut haliyle ortaya koyan gerçeklerdendir.

Tarihsel Bağlam ve Hoşgörü Anlayışı

Türk Milleti, tarih boyunca farklı inanç ve milletlerle bir arada yaşamayı başarmış, adaletli yönetimleriyle tanınmıştır. Ancak bu hoşgörü, zaman zaman asimilasyon ve ötekileştirme politikalarının hedefi hâline gelmiştir. Hatta yüksek hoşgörü anlayışı Türklerin asimilasyon edilişi için yumuşak yüz olarak kullanılmış, suistimal edilmiştir.  Bugün dahi Anadolu’nun doğusunda yaşayan pek çok Türk topluluğu, çevresindeki baskın etnik yapıların etkisi altında kimliğini korumakta zorlanmaktadır.

Van’daki Küresünni Çepnileri, bu sürecin en somut örneklerinden biridir. Türk kimliğine sahip oldukları için “Acem” veya “yabancı” olarak görülmüş, iş hayatında ve sosyal yaşamda açık ya da örtülü ayrımcılığa uğramışlardır. Kimi zaman iş yerleri boykot edilmiş, kimi zaman çocukları okullarda dışlanmıştır, hatta dayak yemiştir. Tüm bu baskılar, özellikle genç nüfus üzerinde psikolojik yorgunluk ve aidiyet zedelenmesine yol açmıştır. Hatta rahat ticaret yapabilmek, baskı ve zulümden kurtulmak için genç kuşakta kendilerini Kürt olarak adlandıranlar çoğalmaya başlamıştır.

Ticari, Kültürel ve Sosyal Baskılar

Küresünni Çepnileri, Van’da ve çevre illerde ticari faaliyetlerini sürdürürken sürekli olarak rekabet dışı tutumlar ve örgütlü baskılarla karşılaşmıştır. Kürt nüfusun hâkim olduğu bölgelerde Türk girişimcilerin iş kurması çoğu zaman sistematik engellemelerle baltalanmış; bu durum ailelerin geçim kaynaklarını tehdit etmiştir.

Toplumsal baskı sadece ekonomik düzeyde kalmamış; kültürel alanda da kendini göstermiştir. Türkçe konuşmak, milli sembolleri taşımak ya da Türk kimliğini açıkça ifade etmek kimi zaman tehdit unsuru hâline gelmiştir. Kanatbek Aytaç örneğini burada tekrar sunmak istiyorum. Onun uğradığı açık ırkçı saldırıları aşağıdaki sosyal medya hesabına girerek görebilirsiniz. Burada paylaşmaya benim utandığım küfür, tehdit ve hakaretler…

Bu gibi nedenlerle binlerce Küresünni Çepni ailesi, Antalya, Bursa, İstanbul gibi batı illerine göç etmek zorunda kalmıştır. Bu göç, sadece demografik bir hareketlilik değil, aynı zamanda doğunun Türklük hafızasında bir boşalma anlamına gelmektedir.

Kimlik Arayışı ve Çepni Boyu Birliği’nin Etkisi

2012 yılında başlattığımız Çepni Boyu Birliği çalışmaları, bu kimlik erozyonuna karşı verilen en önemli kültürel direnişlerden biridir. Anadolu’nun farklı illerinde yaşayan Çepni topluluklarının birbirinden habersiz, dağınık bir şekilde varlık sürdürdüğü bir dönemde; Çepni Boyu Birliği, bu toplulukları ortak bir kimlik bilinci etrafında birleştirmeyi amaçlamıştır. Elbette sadece Çepni Türkmenleri için değil, Tüm Türk toplulukları için ortak bir çalışma sergilemekteyiz. Çepni Boyu ailemizden aldığımız güçle Türk Milleti’ne ve birliğine hizmet esastır.

Bu çalışmaların etkisiyle, Küresünni Çepni Türkleri kendi tarihsel kökenlerini daha yakından tanımaya ve yeniden, daha güçlü sahiplenmeye başlamışlardır. Artık Çepni Türk kimliğine daha sıkı sarılmaktadırlar.

Bu süreçte Çepni Boyu Derneği’mizin Van İl Temsilciliği ve yapacağımız etkinlikler topluluk içinde dayanışmayı güçlendirecek, genç nesillerin kendi tarihine daha fazla ilgi duymasını sağlayacaktır. Küresünni Çepniler artık bir “kimlik değişimi” değil, köklerine dönüşü yaşamaktadır.

Devletin Rolü ve Stratejik Önemi

Küresünni Çepnilerinin bölgeden göç etmesi, sadece sosyolojik bir mesele değil, aynı zamanda ulusal güvenlik ve kültürel devamlılık meselesidir. Türk nüfusunun azaldığı her yer, etnik temelli yapılanmaların etkisini artırmaktadır. Bu nedenle devletin, Çepni Türk kökenli ve diğer Türk topluluklarımızın varlığını ve kimliğini koruyacak teşvik mekanizmaları geliştirmesi elzemdir.

“Pembe söylemlerle hepimiz biriz” gibi yüzeysel yaklaşımlar, bu yapısal sorunları çözememektedir. Gerçekler ortadadır ! Çünkü mesele bir kardeşlik sorunu değil, Türk kimliğinin varlığını sürdürebilme mücadelesidir.

Son 40 yıldır İran ve Türkiye sınır boylarından Türk nüfusunun kalkması ve PJAK-PKK unsurlu Kürt etnik nüfusunun sınır boylarına hakim olması, kaçak ticaretinin tavan yapması yüce devletimizin göz ardı ettiği ve bizlerin de bu duruma sessiz kalınmasına olan şaşkınlığımız ayrı bir inceleme konusudur.

Bugün geldiğimiz noktada, Küresünni Çepnileri artık yalnız değildir.
Çepni Boyu Birliği kurucuları olarak Anadolu genelinde başlattığımız bu uyanış, Türk’ün kendi kökünü yeniden tanıma hareketidir. Van’daki, Hakkâri’deki, Iğdır’daki, Bitlis’teki her Çepni ve diğer Türk soydaşlarımız; bu toprakların asli unsuru olduğunu yeniden hatırlamaktadır.

Küresünni Çepni Türkleri, baskı ve göçe rağmen boyun eğmemiş, Çepni Türk kimliğine daha sıkı sarılarak geleceğe umutla bakmaya başlamıştır.
Bu uyanış, yalnızca bir topluluğun değil, bütün Türk milletinin yeniden dirilişinin işaretidir.

…ve başaracağız !

Tüm uğraşlarım Türk toplumunun geleceğine bir zerre kadar da olsa katkı sunmak içindir. Uğraşların değerinin bilinmesi en büyük arzumdur.

Daha iyi yarınlar için;

Emek, Birlik, Kuvvet

(KANATBEK AYTAÇ İNSTAGRAM HESABI)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir