Kalandar Yılbaşınız Kutlu Olsun – Kalandar Geleneği – Karagoncolos

Kalandar, Miladi takvime göre Ocak ayının 13’ünü 14’üne bağlayan gece kutlanır. Yılın ilk ayıdır. Rumi takvime göre Kalandar ayının ilk günü yılbaşıdır.

Ercan KANDEMİR

Kalandar Bayramı özellikle Trabzon ve Gümüşhane’de kutlanan Kıpçak Türklerinden kalma bir gelenektir. Kökeni Türk mitolojisine dayanır. Bölgede Çepniler de Kalandar’a önem verirler.

Kalandarı kutlamak için insanlar akşam olduğunda tanınmayacak şekilde kostümler giyinirler, yüzlerini karaya boyarlar. İçlerinde bir kişi dede olarak seçilir yünden yapılan sakal takılır başlarda muhakkak külah olur. Yüzler boyanır ellere gürültü çıkarmak amacıyla kelek gibi zile benzeyen şeyler alınır. Gidilen evin önünde önce bir halk tiyatrosu tarzında oyunlar oynanır. Dede ortaya alınır, sandalyeye oturtulur. Sonrasında ellerdeki çalgılar çalınır dans edilir.

Ekipte yer alan kişilere goncoloz adı verilir. Goncolos, Kıpçak Türkçesi’nde “konç” sözcüğünden gelir ve pantolon demektir.  Gençler tüylü kostümlerle karakoncolos kılığına da girerler.  Kara Pantolonlular anlamına gelir. Bütün bunların sonunda ortaya torba atılır. Ziyaret edilen ev sahibi tarafından torbaya erzak konulur. Bu şekilde ev ev dolaşılır. Halk daha sonra bir araya toplanır kemençe veya başka çalgılarla meydanda horonlar oynanır, dans edilir.

Gençler tüylü kostümlerle karakoncolos kılığına da girerler. Karagoncolos; Türk, Bulgar ve Yunan kültüründe kışın ortaya çıktığına inanılan tüylerle kaplı bir yaratıktır. Maymun veya kedi büyüklüğündedir, kara renkte ve çok çirkindir. Görüntüsü insanları paniğe sürükler. Karankoncolos Türk mitolojisinde kötülük cinidir, kara renkte ve çirkin bir yaratıktır.

Tuna Bulgarları yani bugünkü Bulgaristanlılar köken itibarıyla Türk’türler ve karagoncolos kelimesi Bulgar edebiyatında karakonjul olarak yer alır.

Tüm soydaşlarımızın Kalandar Bayramı’nı kutluyoruz.

Kültürümüzü, yaşayışımızı öğrendikçe geleceğe daha emin adımlarla yürüyebiliriz.

Siz de bu tür geleneklerinizi yazarak aşağıdaki mail adresine gönderin yayınlayalım:

kandemirercan61@gmail.com

2 thoughts on “Kalandar Yılbaşınız Kutlu Olsun – Kalandar Geleneği – Karagoncolos

  1. Müslüman için sadece iki Bayram var; Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı

    Allah Rasulü (S.A.V.) Medine’ye geldiğinde, onların eğlendikleri iki günlerinin (Nevruz günü ile Mehricân günü diye) olduğunu öğrendi. “Bu günler nedir?” diye sordu. Dediler ki; “Cahiliyyede bu iki günde eğlenirdik.” Allah Rasulü (S.A.V.) şöyle buyurdu: “Allah bundan daha hayırlı olanı size verdi: Kurban Bayramı ve Ramazan Bayramı.” (Ebu Davud-Sahih)

    Abdullah b. Ömer’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kim kendini bir kavme benzetirse, o da onlardandır.” (Ahmed: 2/50-92, 7/142, Ebu Davud Libas: 4031)

    İbni Ebu Şeybe Said b. Cebele vasıtasıyla Rasulullah’tan (s.a.v.) tamamını şöyle rivayet ediyor: “Kıyamete yakın, eşi ve ortağı olmayan Allah’a ibadet edilinceye kadar kılıçla gönderildim. Rızkım, mızrağımın gölgesinde kılındı. Bana, emrime karşı gelenlerin zelil ve aşağılanması verildi. Kim kendisini bir kavme benzetirse o da onlardandır.”
    Bir rivayette de, “Onlardan birisi sokakta annesiyle fuhuş yapsa siz de bunu yapacaksınız.” (Sahih, el-Hakim) buyurulmaktadır.

    Dîne sonradan sokulan bayramlara, Nevruz bayramı, Anneler günü bayramı, Doğum günü (partisi) gibi bayramlar da girer. Eğer kutlanılan bayram, Nevruz bayramı gibi, temelde kâfirlerin kutladıkları bayramlardan ise, bu takdirde haramlılığı, daha da şiddetli ve büyük olur.

    Hanefi alimlerinden Aliyyü’l-Kari Rahmetullahi Aleyh diyor ki: “Kim Nevruz günü bir kafire bir yumurta hediye ederse, kafir olmuştur. Çünkü, bu davranışıyla kafire; küfründe ve sapıklığında yardımcı olmuştur, onları teşvik etmiştir veya bu hediyesiyle onlara benzemiştir..” Yani o Nevruz günü bir Müslümana bir şey hediye ederse, kafir olmaz gibi bir anlam da çıkıyor buradan. Ancak onlara benzemeyi niyet etmeden, böyle bir hediyeleşme müslümanlar arasında olursa, o durum bundan müstesnadır..

    ‘Mecmau’n-Navazil’ adlı kitapta şöyle denir: “Nevruz kutlamalarını gören bir müslüman, ‘ne güzel gelenek koymuşlar’ dese, kafir olur. Nedenine gelince, o da küfrün ihdas edilmesini hoş görerek, İslam’dan hoşlanmadığını açığa vurmaktır.” –
    “El-Hülasa” adlı kitapta zikredildiğine göre, bir kimse “Nevruz” gününde bir mecusiye yumurta hediye etse kafir olur. Çünkü bu mecusiye küfründe ve hatalarında yardımcı olmuştur. Nevruz gününde bir müslümana bir yumurta hediye ederse kâfir olmaz. Fakat bu görüş de sağlam değildir. Çünkü müslümana hediye etmekle de benzeme oluyor. Ancak bilerek değil de öyle tesadüf ederse o zaman küfür olmaz.»

    «Mecmaun-Nevâzil» adlı kitapta şöyle yazılmıştır: «Mecusîler Nevruz gününde toplansa ve bir müslüman, onlar için ‘güzel bir adet koydular’, dese kâfir olur. Çünkü bu sözü ile küfrü güzel kabul etmiş oluyor.»

    Bazı Hanefi alimleri demişlerdir ki, adı geçen bütün bu (başka inançların gereği olan bayram ve kutlamalara) katılan ve bundan tevbe etmeyen onlar gibi kâfirdir. Imam Malık’in arkadaşlarından biri de demiştir ki, Nevrûz Günü (o günü ta’zim için) bir karpuz kesen sanki domuz kesmiş gibidir. Dolayısı ile müslüman, böyleleriyle oturması, kesmede ve pişirmede onlara yardımcı olması ile günahkâr olmuş olur”. (Türkmanî, Kitabu’l-üma fil-havâdisi vel-bida’ I/293-94.)

    “Zulum yapanlara en ufak meyil göstermeyin, yoksa size ateş dokunur. sizin Allah’tan başka velileriniz de yoktur sonra yardım da göremezsiniz.” (K.Hûd (ll) 113.)

    Çünkü yüce Allah şöyle buyurmuştur: “…Sizden kim onları dost edinirse, oda onlardandır…” (Maide: 5/51)

    Abdullah b. Amr demiştir ki: “Kim müşriklere ait bir toprakta bulunur (bina yapar), onların nevruzlarına (yılbaşılarına) katılır, onların bayramlarını (festival ve galalarını) kutlar ve ölünceye kadar onlarla birlikte bulunursa, Kıyamet Gününde onlarla birlikte haşrolunur.” (Beyhaki Sünenü’l-Kübra: 9/234.)

    Aişe’den (r.a.) rivayet edildiğine göre, Rasulullah (s.a.v.), namaz kılarken elleri böğürlerine koymayı mekruh sayarak: “Yahudilere benzemeyin.” buyurmuştur.” (Aişe (r.a.) hadisini bulamadım. Ancak bunun için; Buhari el-Amel fi’s-Salat: 17, Müslim Mevarid: 47, Ebu Davud Salat: 172, Tirmizi Salat: 164, Nesai iftitah: 12, Darimi Salat: 138, Ahmed: 2/232-290-295-331-339’a bak)

    Ömer b. Hattab (r.a.) şöyle dedi: “Acemlerin rumuzlu sözlerini öğrenmeyin. Bayramlarında müşriklerle birlikte kiliselerine girmeyin. Çünkü Allah’ın gazabı onların üzerine iner.” (Beyhaki ‘Sünenü’l-Kübra: 9/234, Abdürrezzak Musannef: 1609)

    Dikkat edilirse Ömer (r.a.), Acemlerin bazı sözlerini öğrenmeyi ve bayramlarında kiliselerine girmeyi yasaklamıştır. Bu durumda kafir ve müşriklerin dinlerinden kaynaklanan bir takım şeyleri yapanlara ne hüküm verilmelidir?
    Onların fiillerini yaparak onlara uyum sağlamak onların bayramlarına ve bir takım festivallerine katılmak ve onlar gibi hareket etmekdaha büyük bir tehlike değil midir?

    Gayri müslimleri noel vb. dini ya da özel günlerinde kutlamak fıkıh kitaplarında net olarak yer alan hüküm, gayri müslimlerin bayramlarında, o günlere “tazim maksadıyla” yapılan işlerin (hediye verme-alma, tebrik etme vs.) küfür olduğudur.[Bkz. İbni Abidin, VI, 754, el-Bulkînî, Fetva İbni Teymiye’nin Mesele fi’l-Kenâis’i içerisinde s.139]

    İmam-ı Rabbanî hazretleri de bu meyanda şöyle demektedir: “Hinduların bayram günlerine ateşe tapınanların Nevruz günlerine ve Hristiyanların Noel gecelerine ve diğer paskalyalarına] hürmet etmek ve o zamanlarda, onların âdetlerini, onlar gibi yapmak, şirk olur. Küfre sebep olur. Kâfirlerin bayramlarında, Müslümanların cahilleri, kâfirlerin yaptıklarını yapıyor ve bu günleri, Müslüman bayramı zannediyor ve kâfirler gibi, birbirlerine hediye gönderiyorlar. Eşyalarını, sofralarını kâfirlerin yaptığı gibi, süslüyorlar. O geceleri, başka gecelerden ayırt ediyorlar. Bunlar hep şirktir, kâfirliktir”. (Mektubat- Rabbani 3/41)

    İbni Kayyim el-Cevziyye ise kafirlere mahsus bayramları tebrik etmenin küfür olarak görülmese bile kesin olarak haram olduğunu söyler: “Ehl-i küfre has ritüelleri kutlamak ittikla haramdır. Örneğin bayram ve oruç günleride müslüman bir kişinin “kutlu olsun”, “tebrik ederim” demesi gibi. Bu -her ne kadar küfürden salim olsa da-, muharremattandır. Bu, haça secde etmelerini tebrik etmek mesabesindedir. Hatta bu, Allah katında en büyük günahlardan ve içki içmeyi, bir cana kıymayı, zina suçunu işlemeyi vb. şeyleri kutlamaktan çok daha fazla nefret ve buğz edilmesi gerekenlerdendir. Dinin kadr-u kıymetini bilmeyen, dine fazla önem vermeyenlerin bir çoğu da bu duruma düşmekte, yaptığı işin ne kadar çirkin olduğunu bilmemektedir. Netice olarak her kim bir kulu bir günahtan veya bir bidatten yahut da bir küfürden dolayı tebrik ederse hiç şüphesiz Allah’ın gazabına ve öfkesine maruz kalır.”[İbni Kayyim, Ahkam Ehliz Zimme, I, 441]

    Ulemanın ifadelerini cem etmek adına, bu konuda en hafif hükmü ifade eden İbni Kayyim’in kelamını ”eğer tazim kastı ile yapmıyor ise” şeklinde yorumlarsak kafirlerin dini bayramlarını kutlamak haramdır ve onların haça secde etmelerini tebrik etmekle aynı konumdadır. Çünkü bu eylemde, onların işledikleri küfür şiarını- ritüelini ikrar etmek ve ona rıza göstermek vardır -her ne kadar kendi nefsi için o küfre razı olmasa da-. Fakat buna rağmen bir müslümanın küfür şiarlarına razı olması ve bu sebeple başkasını tebrik etmesi haramdır. Çünkü Allah’u Teala Hazretleri şöyle buyurmaktadır:

    إِنْ تَكْفُرُوا فَإِنَّ اللَّهَ غَنِيٌّ عَنْكُمْ وَلَا يَرْضَى لِعِبَادِهِ الْكُفْرَ وَإِنْ تَشْكُرُوا يَرْضَهُ لَكُمْ
    “Eğer inkâr ederseniz, şüphesiz Allah, size muhtaç değildir. Fakat kulları için küfre razı olmaz. Ve eğer şükrederseniz sizden hoşnut olur.” (Zümer, 7)

    Kutlamaya yardımcı olacak bir eylemde bulunmak

    Bir müslümanın kafirlere dini bayramlarını, törenlerini, kutlamalarını ikame etmelerine her hangi bir şekilde yardımcı ve aracı olması da caiz değildir. Kutlamalarında kullandıkları malzemeleri, araç ve gereçleri; hindi, yumurta, fıstık, çerez vs, yiyecek türlerini; elbiseleri; çam ağaçları vs. satmak, hediye etmek ya da bu işlerin icrasında kullanılacak her hangi bir araç gereci kiralamak, onların hizmetine sunmak bu kabildendir. Bütün bunlarda dinen yasak ve haram olan bir ma’siyetin işlenmesine yardımcı/vesile olma söz konusudur. Ve bu iş tıpkı ehli küfre içki yapacağını bile bile üzüm yada üzüm suyunu satmak gibi caiz değildir. Nitekim Allah’u zü’l-Celâl, Mâide süresinde

    وَلَا تَعَاوَنُوا عَلَى الْإِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ
    “Günah işlemek ve haddi aşmak üzerinde yardımlaşmayın. Allah’tan korkun; çünkü Allah’ın cezası pek çetindir.” (Mâide, 2)

    Netice olarak şunu söyleye biliriz ki, bunlardan her hangi birini yapan ya da yapılmasına vesile olan bir müslüman İbn Abidin gibi Fukahanın kitaplarında belirtildiği gibi eğer “o günlere tazim maksadını taşıyorsa –Allah’a sığınırız- küfre düşer”. Yok eğer tazim kastı yoksa harama düşmüştür, günahkârdır. İster nezaketlilikten veya muhabbetten ötürü yapmış olsun, ister utandığından ortam gereği yapmış olsun durum aynıdır. Çünkü;

    Dinimizde kafirlere benzeme-teşebbüh mezkür hadîsi şeriflerden de anlaşıldığı gibi yasaklanmıştır.
    Bu tür bayramları tebrik etmek, onlara her hangi bir surette iştirak etmek bir tür meveddet ve sevgidir ki bu ilgili ayetlerle yasaklanmıştır.

    Yılbaşı ve noel kutlaması bir tür bayramdır ve dinî ve akîdevî boyutu olan bir meseledir. Nitekim Efendimiz (s.a.v.): إِنَّ لِكُلِّ قَوْمٍ عِيدًا وَهَذَا عِيدُنَا “her topluluğun bir bayramı vardır. Bizim bayramımızda budur” diyerek, her toplumun kendine has bir bayramı olduğunu ve biz müslümanların ise ayrı bir bayramı olduğunu ifade etmiştir.

    Bu kutlamayı yapan bir müslüman Allah’ın dininde ikiyüzlü davranmaktadır, amelî münafıklık alameti taşımaktadır. Halbuki gerçek bir müslüman hangi şartta olursa olsun Allah’ın dinini yüceltmek ve onu her şeyin üstünde bir değer olarak hayatının her safhasında ortaya koymakla memurdur.

    Bu kutlamalara bir müslümanın aracı olması da, haram olan bir işe yardımcı olmaktır ki bu da ilgili mezkür ayet ile yasaklanmış ve son söz olarak Allah (c.c.) şöyle demiştir: “Allah’tan korkun; çünkü Allah’ın cezası pek çetindir.”

    Hürriyet nerde söyleyeyim:
    Hakka esaret halkasında.
    Zamanda her şey kopuk, kesik;
    Biçkisi kader makasında.
    Ey insan, sana son sığınak,
    Son peygamberin hırkasında!

    Necip Fazıl – Çile – son sığınak
    1982

    1. Allah mısınız ki onun adına kararlar v eriyor onun adına konuşuyorsunuz ? Kalandar kutlamak günah değildir. İnsanların mutluluğuna çökmeyi artık bırakın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir