Hakkımızda

ÇEPNİ BOYU HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

 

Ercan KANDEMİR

Çepni Boyu Hareketi öncüsü

Çepni Boyu dağıldıktan 8 asır sonra, 2012 yılında ilk kez Çepni birliği için yola çıkan, Çepni Boyu Birliği Hareketi‘ni başlatanlarca haber ve araştırma merkezimiz açılmıştır.

Çepni Boyu Haber ve Araştırma Merkezi’nin ( cepniboyu.com) hiçbir dernek, siyasi parti veya herhangi bir kuruluşla organik bir bağı bulunmamaktadır, bağımsızdır.

Türk Milletinin büyük bir parçası olan Çepni Boyu hakkında araştırmalar yıllardır devam etmektedir. Her geçen gün yeni bilgilere ulaşılmaktadır. Danişmendli Devleti dağıldıktan sonra bozulan boy sistemiyle Çepni ailesi ülke ve dünyanın pek çok noktasına dağılmıştır. Büyük ailemizin iletişimini sağlamak için yıllardır süren çalışmalarımız olmuştur.

Çepnilerin birbirleri ile iletişiminin güçlenmesi, dağılan ailelerin birbirleri ile sıkı bir bağa kavuşması için haberleşmenin ve bilgi araştırmalarının güçlendirilmesi gerekmektedir. İşte bu amaçla Çepni Boyu Haber ve Araştırma Merkezi ( cepniboyu.com) sitemiz Ercan KANDEMİR tarafından kurulmuş, Ercan Bahtiyar BAYRAM’ın büyük katkıları ve ortak imtiyaz sahipliğiyle yayın hayatını sürdürmektedir.

ÇEPNİ BOYU NEDİR ?

Çepni Oğuzların 24 boyundan birisidir. Oğuzların Üç Oklar kolundan Gök Han’ın soyundandır.

Çepnilerin ilk vatanının Baykal Gölünün güneyi olduğu söylenmektedir. Orhun Yazıtlarında Türk şehirlerinin yüreği olarak, ayrıca kutlu kent ve toprak ana olarak da ünvanladırılan Ötüken’in de bulunduğu yerler Baykal Gölü’nün güneyine denk gelmektedir.

TAMGALAR

İlk sırada yer alan tamga Kaşgarlı Mahmut’un yazdığı Divanı Lügatit Türk adlı eserindedir.Eser 1072 yılında tamamlanmış ve 1077 yılında Bağdat’ta Halife Muktedî-Biemrillâh’ın oğlu Ebü’l-Kāsım Abdullah’a sunmuştur. Eser Araplara Türkçe öğretmek için yazılmıştır.

İkinci sırada Reşidüddin Fazlullahı Hemedani’nin Moğol İmparatoru Olcaytu Han’ın yazdığı Camiüt Tevarih’in II. Cildinde yer alan tamgadır. Bu II. Cilt 1310 yılında tamamlanmıştır.

Üçüncü sıradaki Tamgamız Tarihi Ali Selçuk’ta gösterilmiştir. Bu eseri Yazıcıoğlu Ali Osmanlı Padişahı II. Murad’ın emriyle yazmıştır. Bu eser 1424 veya 1436-37 yıllarında tamamlanmıştır.

Dördüncü sıradaki tamga Hünername’de yer almaktadır. Eseri yazmaya Fethullah Bin Arif başlamıştır. Vefatıyla Şirvanlı Eflatun yazmaya devam etmiş. O da vefat edince III. Murad’ın 1578 tarihindeki emriyle eseri yazma görevi Seyyid Lokman’a vermiş. Seyyid Lokman eseri yazıp tamamlamıştır. Oğuz tamgaları bu eserin I. Cildinin girişinde yer almaktadır.

Beşinci sıradaki tamgamız Ebulgazi Bahadır Han’ın Secerei Terekeme adlı eserinde yer almaktadır. Ebul Gazi Bahadır Han bugünkü Özbekistan coğrafyasında yaşamıştır. Şecerei Terakime eserini 1659’da tamamlamıştır.

NEREDE YAŞADILAR ?

Çepniler  800’lü yıllarda öz topraklarımız olan Baykal gölünün güneyinden çıktık.

Bundan sonraki uğrak noktamız muhtemelen 750 yılında kurulup 1055 yılında son bulan Hazar Denizi’nin doğu kıyısındaki Oğuz Yabgu Devleti oldu. Oğuz Yabgu Devleti dönemi Türk tarihinde aydınlanması gereken bir dönemdir. Oğuz Yabgu dönemi Çepniler için de büyük önem arz etmektedir.

Oğuz Yabgu Devleti’nin subaşısı olan Kınık Boyu’nun beyi Selçuk bey 900’lü yıllarda Yabguluktan ayrılacak Cend’e geçecek ve kendi devletinin temellerini atacaktır. Cend’e geçen Selçuk Bey burada İslam’a geçiş yaptı. Bu dönemde Türkler ve dolayısıyla biz Çepniler de halen Gök Tanrı dinine inanıyorduk. Oğuz Yabgu Devleti’nin dini de Gök Tanrı dini idi.

Selçuk Bey, Kınık Boyu’nu toparlayıp başarılar elde etmeye başlayınca zaten Kıpçak Türkleri ile savaşan,  iç ve dış çekişmeler yaşayan Oğuz Yabgu Devletinden ayrılan Çepniler de Selçuk Bey’in etrafında toplandılar. Öyle görülüyor ki biz Çepniler de Gök Tanrı inancından İslam’a muhtemelen 960 yılından itibaren geçiş yapmaya başladık.

Daha sonraki uğrak noktamız Horasan olmalıdır. Bugün İran sınırlarında bulunan, Türklerin bir kavşak noktası olan Horasan.

Anadolu serüvenimiz de buradan itibaren başlıyor. Selçuk Beyin torunları Tuğrul Bey ile Çağrı beylerin kazandıkları başarılar Büyük Selçuklu Devleti’ni oldukça güçlendirmiştir.

Gaznelilere karşı kazanılan 1040 Dandanakan Savaşı’ndan sonra  Merv şehrinde yapılan kurultayda Tuğrul Bey’e Irak tarafına sefer yapmak düşmüştü. İşte Anadolu’ya akın kararı 1040’daki Merv Kurultayı’nda alındı ve biz Çepniler de Kınık boyu ile birlikte Irak’a ve oradan da Anadolu’ya doğru akın yapmaya başladık. Birçok kaynakta Anadolu’ya ilk ayak basan Oğuz Boyu’nun Kınıklar ile birlikte Çepniler olduğu yazılıdır.

Ancak şu da bir gerçektir ki Oğuzlar Malazgirt Savaşı’ndan önce de Anadolu’da bulunuyordu. Zaten Malazgirt Savaşı, Romen Diyojen’in Anadolu’daki Türkleri atmak ve gelen yeni göç ve akınları engellemek isteği ile yapılmıştır.

ÇEPNİLERİN KURDUĞU DEVLET VE BEYLİKLER

 DANİŞMENDLİLER DEVLETİ

Danişmendli Devleti’nin kurucusu Danişmend Ahmet Gazi’dir. Çepni Boyu, Danişmend Ahmet Gazi ile beraber hareket ederek İç Anadolu’ya gelmiştir. Vefat ettiği 1084 yılına dek  Çepni Boyu’nun başında büyük  bir Alperen, büyük bir komutan olan Danişmend Ahmet Gazi bulunuyordu.

Malazgirt’te 1071 yılında büyük bir zafer kazandıktan sonra Çepnilerin Anadolu akınları sürdü. 1080 yılında Danişmend Ahmet Gazi ile birlikte Danişmendli Devletini kurduk. Danişmendliler ile Çorum, Tokat, Niksar, Amasya, Malatya, Kayseri’ye hakim olduk. Tokay Niksar’da bugün Sungur Bey ve Çepni Bey kümbetleri yer almaktadır. Sungun Bey türbesinde Danişmend Ahmet Gazi’nin oğlu İsmail Sungur Bey’in yattığı rivayet edilmektedir. Çepni Bey’in de Danişmend Ahmet Gazi’nin oğlu olduğu muhtemeldir.

Niksar Ulu Cami ile alakalı bir mesele de vardır. Abdülkerim Özaydın’ın Danişmendliler adlı makalesinde bu cami ile alakalı şöyle demektedir.

“1145 tarihinde yapılan Niksar Ulucamii, kitâbesiz olmasına rağmen sözlü geleneğin verilerine göre 1145 yılına tarihlendirilmektedir. Nizâmeddin Yağıbasan’ın saltanatı sırasında (1143-1164) ve bizzat onun tarafından yaptırılmış olması gereken camiyi, Çepnizâde Hasan Bey adında bir kişinin inşa ettirdiği yolunda mahallî bir rivayet vardır.”

Anca Tuncer Baykara “Türkiye Selçukluları Devrinde Niksar” adlı makalesinde bunu reddetmektedir. Cenepnizade adındaki birinin camiyi tamir ettirdiğini, Cenepnizade kelimesinden Çepnizade olarak bahsedildiğini söylemektedir. Ancak bu konu araştırılmaya değerdir.

Niksar Belediye Başkanı Özdilek Özcan, belediye makamına tarihçilerden edindiği bilgilere göre tasarlattığı Danişmendli bayrağını koymuştur. Bu bayrak yeşil zemin üzerinde ay yıldızlıdır ve üzerinde bir de Çepni tamgası bulunmaktadır.

Danişmendli 1178 yılında yıkıldıktan sonra bu beylikten başka Çepni Beylikleri doğmuştur.

Hacıemiroğulları, Taceddinoğulları, Karesioğulları, Dulkadiroğulları bu beyliklerdendir.

HACIEMİROĞULLARI BEYLİĞİ

Hacıemiroğulları Beyliği’nin temelleri Ordu Mesudiye’deki Kaleköy’de Kuştoğan Bey tarafından atılmıştır. Çepniler 1297’de Ünye’yi fethetmiştir. 1301’de de Kuştoğan Bey, Emiroğulları Beyi olarak bilinmektedir.

Prof. Dr. Necati DEMİR’in verdiği bilgilere göre 1301 yılında Trabzon Devleti tekfuru II. Aleksios, Giresun’da Türklere saldırır ve Giresun’u ele geçirir. Demek ki Çepniler 1301 yılına kadar Giresun’u ele geçirmiştir.

1284’te Trabzon Devleti tahtına Manuel’in kızı Kaloioannes geçmiş ve 18 yıl tahtta kalmıştır. Onun döneminde Çepniler Ordu’yu ele geçirmiştir.

Bu beyliğe de Bayramoğulları veya Bayramlu da denilmektir. Bayram Bey temelleri hazır olan bu beyliği teşkilatlandırmıştır.

Yine Naceti Demir’in Hacıemiroğulları Beyliği kitabında verilen bilgilere göre Hacıemiroğulları’nın kurucusu Kuştoğan Bey ile Taceddinoğulları Beyliği’nin kurucusu Toğan Şah kardeştir. İki beyliğin kurulduğu topraklar Alaaddin Savcı Bey’in Niksar’dan yönettiği topraklardır. Toğan Şah Bey’in babası Savcı Bey’dir. Savcı Bey öldükten sonra Tokat Niksar merkezli Taceddinoğulları kurulmuştur. Mesudiye Kaleköy’de de Hacıemiroğulları Kurulmuştur.

1313 yılında Bayram Bey döneminde Trabzon Maçka’ya akınlar yapılmıştır.

Hacı Bektaş Veli, Güvenç Abdal’ı 1260’lı yıllarda Gümüşhane’de yer alan Kürtün’e göndermiştir. Güvenç Abdal, Hacıemiroğulları Beyliği’nde görev yapmaya başlamıştır. Güvenç Abdal, bugün Güvende Kapısı denen geçide yerleşmiştir. Daha sonra çevresinde yer alan Çepnilerle Süme Kalesi’ni fethetmiştir.

Emiroğulları’nın eline geçen Süme Kalesi sayesinde sık sık Maçka ve Trabzon’a seferler yapmışlardır. Bu dönemde Çepniler, Trabzon’da yer alan Şalpazarı, Beşikdüzü, Vakfıkebir, Girsun’da yer alan Eynesil, Görele Çanakçı’yı fethetmişlerdir

Bu beylik Samsun’un doğusu,Ordu, Giresun ve Trabzon’un batı ve kırsal kesimlerine hakim olmuştur. Öyle ki 1336 yılında Trabzon Boztepe’de Türkler ile Trabzon Devleti arasında savaş yapılmıştır. Bu demek oluyor ki Trabzon merkezi yakınlarına kadar bölgede Türkler etkin durumdadır ve bu Trabzon Devleti’nin sahile sıkıştığını göstermektedir.

TACEDDİNOĞULLARI BEYLİĞİ

Beyliğin kurucusu Toğan Şah’dır. Ona Taceddin Toğan Şah da denilmektedir ve beyliği 1300 yılında kurduğu düşünülmektedir.

Beylik merkezi Tokat Niksar’dır. Samsun Çarşamba, Terme, Salıpazarı, Ünye civarında hakimiyet kurmuşlardır. Bu beyliğin de Trabzon Devleti ile mücadeleleri bulunmaktadır.

KARESİOĞULLARI BEYLİĞİ

Karesioğulları Beyliğinin kurucusu Karesi Bey’dir. Babası Kalem Bey’dir. Kalem Bey, Melik Danişmend Gazi’nin neslinden gelen Yağdı Bey’dir. Bazı kaynaklarda Yağdı Bey’in Danişmend Ahmet Gazi’nin oğlu olduğu bazılarında ise onun torunu ya da torunlarından olduğu söylenmektedir. Ancak kesin olan Karesi Bey, Danişmend Ahmet Gazi soyundandır. Danişmendli yıkıldıktan sonra Karesi Bey, Balıkesir ve civarını fethedip burada kendi adıyla bir beylik kurmuştur.

Beylik 1299 yılında kurulmuş 1361 yılında dağılmıştır.

Bugün Karalar oymağı hala Balıkesir’de yaşamaktadır ve kendileri Çepnidir. Karalar oymağı Gaziantep, Adıyaman, Kahramanmaraş arasında da yaşamaktadır.

Adıyaman’ın Besni ilçesine bağlı Suvar Beldesinde Karalar Köyü bulunmaktadır. Burada Karalar Oymağına bağlı Çepniler yaşamaktadır. Suvar adı Dulkadiroğulları Beyliği hanedanından Şahsuvaroğlu Ali Efendi’nin de dahil olduğu Şahsuvaroğulları sülalesinden gelmektedir. Karalar aynı zamanda Karesioğulları’nın da kurucularındandır. Başım Kızdulu ve Kantemür Çepnileri de aslında Karalar Oymağı ile akrabadır.

DOBRUCA BEYLİĞİ

Hacı Bektaşı Veli’nin müridlerinden Sarı Saltuk beraberindeki Çepniler 1263-1264 yıllarında bugün Romanya sınırları içerisinde bulunan Dobruca bölgesine gitmiştir. Sarı Saltuk, Dobruca’da 1293 yılına kadar yaşamıştır. Öldükten sonra Babadağı’ndaki zaviyeye  defnedilmiştir.

Sarı Saltuk’un oğlu Seyit İsmail Saltuk , Dobruca Beyliğini kurmuştur. Beylik 1281-1299 yılları arasında hüküm sürmüştür. İsmail Saltuk, Trabzon Devleti’nin ele geçirdiği Sinop ve Amasya’yı tekrar geri almıştı. Ancak Anadolu Selçuklu onu bölgeden uzaklaştırmıştır. Böyle olunca İsmail Saltuk, 1264 yılında binlerce çadırlık Çepni ile Deliorman bölgesine yerleşti. 1282’de de Dobruca’ya geçip beylik kurdu. 1297 yılında vefat edince de beyliğin başına oğlu Ece Halil Saltuk geçti.

1299 yılında Altın Ordu devletinin tahtını ele geçiren Tatarlar Dobruca Beyliği’nde saldırdı. Dobruca Beyliği yıkılınca Ece Halil Saltuk 1310 yılında beraberindeki Çepnilerle Karesi Beyliği’nin komutasına girerler.

ÇEPNİLERİN GÜNÜMÜZDE TEKRAR TOPARLANMA SÜRECİ

Danişmendli Devleti 1178’te yıkıldıktan sonra Çepni Boyu Anadolu, Balkanlar ve tekrar İran coğrafyasına dağılış göstermişlerdir. Dolayısıyla 842 yıldan beri Çepni Boyu birbirinden kopuk yaşamaktadır. Çepni Boyu bir ailedir, birbirlerinin akrabası, amca çocuklarıdır. Bu büyük ailenin Anadolu’daki nüfusu yaklaşık 8 milyonu bulmaktadır.

2012 yılında Çepnilere ulaşmak ve yapılan araştırmaların yayınlanması için facebook’ta kurulan Çepniler sayfası ile başlayan çalışmalar sayesinde bu boyun mensubu akrabalar tekrar birbirleriyle tanışmaya başlamıştır.

Facebook.com/CepniObasi ve facebook.com/Cepni.Oguzlar sayfalarında Gökhan Dağ, Ercan Kandemir ve Bahtiyar Bayram’ın yürüttüğü çalışmalar sayesinde  sayfalardan yapılan paylaşımlar aylık ortalama 1 Milyon Çepni’ye ulaşmakta ve etkileşim sağlanmaktadır.

İstanbul Maltepe’de, İstanbul Üsküdar’da ve Giresun Espiye’de Çepni Boyu toplantıları düzenlenmiştir. İzmir’de Çepni çalıştayı gerçekleştirilmiştir.

ÇEPNİ BOYU’NUN ETKİ GÜCÜ

Çepni Boyu Büyük Selçuklu’nun, Anadolu Selçuklu’nun, Osmanlı’nın kuruluşularında önemli destekleri olmuştur.

Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı kurtuluş savaşlarında büyük katkıları olmuştur. Giresun Çepnilerinden Osman Ağa’nın komutanlığını yaptığı Mustafa Kemal ATATÜRK’ün muhafız alayı Çepnilerden oluşmuştur. Hatta bir Türk imparatorluğu olan Safevi İmparatorluğu’nun hükümdarı Şah İsmail’in muhafızları da Çepnilerden oluşmuştur.

Günümüzde de Çepni Boyu, Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ilke ve inkılapları ışığında Kuvayı Milliye ruhuyla bir araya gelmektedir. Çepniler her zaman vatanına bağlı, vatanı için mücadele edenler olmuştur ve böyle olmaya devam edecektir.

Türkiye Cumhuriyeti’nde günümüzde oluşturulan Çepni Boyu sivil toplum kuruluşları kurumsal hazırlığını tamamladığında milyonlara Çepni’ye hitap eden bir konuma ulaşacaktır. Bu durum Mustafa Kemal ATATÜRK’ün fikirleri ışığında ülkemize önemli ve büyük katkı sağlayacaktır.

 

www.cepniboyu.com