İpsiz Recep Emice, Emiralioğulları sülalesindendir. Hüseyin Bey ve Cemile Hanım’ın dört çocuğunun ikincisidir. Ordu Mesudiye Kaleköy merkezli kurulan Hacıemiroğulları Beyliği ailesinin günümüzdeki araştırmalarına göre Emiralioğulları ile akrabadırlar.
1855 yılında doğan İpsiz Recep, Kuva-yı Milliye’nin önemli milis liderlerindendir. İyi bir nişancı olan Recep Emice’ye İpsiz denmesinin sebebi cezaevinde sıkıntı çeken arkadaşları için Rize’deki malalrını satıp bir kısmını arkadaşlarına vermesi, kalan kısmını da camiye hibe ettiği için malı mülkü kalmaması olarak anlatılmaktadır. Milli Mücadele yıllarında yaşının büyüklüğü nedeniyle kendisine emice de denmiştir.
İpsiz Recep Emice I. Dünya Savaşı’ndan önce Rusya’da deniz ticareti ve yolcu taşımacılığı yapmıştır. Denizde kaçakçılık ve korsanlık faaliyetlerine bulunmuştur. Ermenilerin, Anadolu’da çetecilik ve katliam faaliyetlerini artırdığı sıralarda Rusya’da Osmanlı’ya getirdiği kaçak yolcuların arasında Ermeni komitacılarının da bulunduğunu öğrenince onları öldürdü. İhbar edilince Batum’da tutuklandı ve Ruslar tarafından Sibirya’ya sürgüne yollandı. Taş ocaklarında zorunlu çalıştırılan İpsiz Recep Emice 1917 yılında buradan kaçıp Rize’ye geldi.
Rize’ye geldiğinde burası Rus işgali altındaydı. Rize’de Türkler tarafından kurulan kurtuluş Komitesi’ne katıldı. Batum’u almak için gönderilen askeri birliklerin arasındaki gönüllüler içerisinde yer aldı.
Rum çeteleri İstanbul ve Kocaeli’de faaliyetlerini artırmıştı. Recep Emice İstanbul’a gittiği sırada Mim Mim Grubundan Yüzbaşı Ziya Bey ona Rum çetelerine karşı mücadele etmesi için ricada bulundu.
İpsiz Recep Emice, çevresindeki arkadaşlarını topladı. Rize’deki tanıdıklarına da haber göndererek yanına gelenlerle bir müfreze kurdu.
Rum ve Ermeni çeteleriyle mücadeleye başlayan Çepni Milis İpsiz Recep Emice, Sarıyer’de faaliyette bulunan bir Rum çetesini tamamen yok etti. Bu müfrezesinin adının duyulmasını sağladı. Daha sonra boğazda bir lokantada yemek yiyen Andon Çetesi’ni tespit edere ortadan kaldırdı. Kartal ve Paşaköy’deki iki Rum çetesi üyelerini yok etti. İşgalci kuvvetlere karşı da eylemlerini artıran İpsiz Recep Emice İngilizler tarafından aranmaya başlandı. Bunun üzerine Kefken’e geçti.
Kuvâ-yı Milliye, İpsiz Recep Emice’nin katılımıyla Batı Karadeniz’de önemli bir söz sahipliğine erişti. Karakol Cemiyeti’nin üyesi olan Recep Emice Kefken’e kumandan oldu. Müfrezesini güçlendirmek için Rize’de bulunan Mataracı Mehmet Efendi’ye haber gönderdi. Buradan gelen gönüllüler ve Rize Valisi Ahmet Faik Bey’in Ankara’dan aldığı izinle Milli Mücadele’ye katılması için hapishaneden çıkardığı 600 kişinin bir bölümünün kendisine katılması ile gücün artırdı.
Reis, Kefken’de düşman ülke gemilerine ve yerli gemilere el koymaya başladı. Rum çetelerine karşı da vurucu gücünü iyiden iyiye hissettirdi. İngilizler bu durumdan şikayetçi oldu. Dama Ferit Hükümetinden Recep Emice’nin yakalanmasını istediler. Damat Ferit Hükümeti, İpsiz Recep Emice’nin yakalanması için Kemal Reis Gambotu’nu Kefken’e gönderdi. Birkaç subay ve asker onunla görüşmek için karaya çıktı. Topçu Komutanı İbrahim Bey İpsiz Recep’in vatanperver olduğunu anlayınca Kefken’e zararsız top atışlarında bulundu. Daha sonra Gambot’tan Haliç Komodorluğuna geminin toplarının arızalandığı, projektörün kırıldığı, havanın karardığı için çekilmek zorunda kaldıklarını bildirdiler.
Damat Ferit Hükümeti, Gambot subaylarını Divân-ı Harbe vererek aylarca süründürdü. Hükümet, Kefken Adası’nda bulunan İpsiz Recep ile Laz Şerif’in yakalanması için başkaca tedbirler alsa da amacına ulaşamadı.
Recep Reis, daha sonra Karasu bölgesine yerleşti. Bölgede altı ve on kişilik karakollar oluşturdu. Ermeni, Rum çeteleri ve isyancı Abazalarla mücadele etti.
İpsiz Recep Emice’nin müfrezesinin adın Orhangazi Müfrezesi’dir. Kastamonu ve Havalisi Komutanı Muhittin Paşa 2 Kasım 1920’de düzenli orduya katılması ve Yüzbaşı Edip Bey’in komutasına girmesi için ona mektup gönderdi. Düzenli orduya katılmayı kabul eden ancak Edip Paşa’nın komutasına girmeyi kabul etmeyen Recep Emice’ye Bolu Mıntıka Kumandanlığı görevi verildi. Orhangazi Müfrezesi Kocaeli grubuna bağlandı ve Aziz Kaptan milisleriyle birlikte Kocaeli Taburu’nu kurdular.
8 Haziran 1920 günü Fransızlar tarafından işgal edilen Ereğli’nin kurtarılmasında müfrezesi büyük başarı gösterdi. İkinci İnönü Savaşı sırasında Kandıra’da bulunan Yunan Tugayı’nın İnönü hattındaki diğer kuvvetlerle birleşmesini önleme emrini diğer müfrezelerle birlikte başarıyla yerine getirdi. Daha sonra Yunanlıların İzmit’ten atılmasında büyük fayda sağladı. Yine Milli Mücadele boyunca İstanbul’dan Ankara’ya gizlice geçenlere yardımcı oldu. İstanbul’dan Anadolu’ya silah sevkiyatında önemli hizmetlerde bulundu.
Recep Reis’e Büyük Millet Meclisi adına tezkere verme yetkisi de verildi. Bu yetkiye Milli Mücadele sonrasında kendisi ile birlikte savaşan adamlarından mükellefiyetlerini tamamlayanlara tezkere verdi. Müfrezede bulunan pek çok kaçak ve suçlu, Recep Reis’e katılarak Milli Mücadele’ye ciddi katkılar sağladır. Ancak eski alışkanlıkların etkisiyle hareket edenler de yok değildi. Ayrıca Recep Reis’in sayısı gün geçtikçe artan müfrezesini doyurabilmek için bazen zorla zenginlerden para ya da mal alması da eleştiriliyordu. Tüm bunlar Milli Mücadele’ye büyük hizmetler vermiş Reis ve adamlarının zaman zaman kötü anılmalarına neden oldu. Recep Reis’e katılmak için Rize’deki hapishaneden çıkarılan mahkûmlardan bazılarının yolda eşkıyalık yaptıklarına dair haberler duyuldu. Bunu engellemek için Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Riyasetine çekilen telgrafta, “Recep Reis kuvvetlerine iltihak için çeşitli yerlerden gelen gönüllülerin öteye beriye sarkıntılık etmelerinin önlenmesi” arz edilmişti. Bartın, Ereğli, Cide ve çevrelerinde meydana gelen olaylar nedeniyle, gönüllülerin sıkı bir düzen içerisinde ve asker kontrolünde Recep Reis’in müfrezesine katılmaları sağlandı.
Milli Mücadele’nin zaferle sonuçlanmasından sonra Mustafa Kemal Paşa, Recep Reis’i Ankara’ya çağırdı. Paşa, kendisine verilen her emri yerine getirmek için canla başla mücadele eden bu milis liderini Ankara’da iyi bir şekilde karşıladı. Kendisine “Emice” diye hitap ederek, ona iltifatta bulundu.
Savaştan sonra müfrezede bulunanların bir kısmı Rize’ye bir kısmı da İstanbul’a döndü. Bazıları da Karasu ve civarında Rumlardan boşalan mülklere yerleştirildi. Recep Reis önce Kızılcık köyünde kendisine tahsis edilen araziye yerleşti. Daha sonra denize kıyısı olan Yenimahalle’ye taşındı. Ölümüne değin burada yaşadı. 11 Haziran 1928 tarihinde vefat etti ve Karasu Ulu Cami yanında bulunan mezarlığa defnedildi. Recep Reis, Milli Mücadele’deki hizmetlerinden dolayı TBMM tarafından Kırmızı şeritli İstiklal Madalyası ile taltif edildi. Savaş sonrası yazılmış çeşitli belgelerde “Milis Kumandanı”, “Milis Yüzbaşı”, “Milis Süvari Yüzbaşı”, “İhtiyat Milis Mülâzım (teğmen)” gibi rütbe ve unvanlarla anıldı.